Proje önemli. Genç işsizlik sorununa çözüm bulmayı, eğitimde de işgücünde de yer alamayan gençlere umut olmayı hedefliyor.
Proje öncesinde ‘Sosyal Etki Tahvili’ kavramına bir açıklık getirmek lazım.
BİLDİĞİMİZ TAHVİLLERE BENZEMİYOR
Bunun için işin sahibini, uzmanını aradım. Türkiye Etki Yatırımı Danışma Kurulu Başkanı Şafak Müderrisgil’e sordum: Sosyal etki tahviline kimler yatırım yapıyor, kazandırıyor mu?
“Bu tahvil, topluma kazandırmayı hedefliyor. Çünkü bildiğimiz anlamda bir tahvil değil” dedi.
Etki Yatırımı Derneği Başkanı olarak Türkiye’nin ilk sosyal etki tahviline imza atmaktan dolayı çok mutlu. Söylediğine göre başka tahviller de sırada bekliyormuş.
Şafak Müderrisgil’in verdiği bilgilere göre sosyal etki tahvili, sürdürülebilir finansmanın önemli bir parçası. Önümüzdeki dönemde daha da fazla dikkat çekecek. Dünyada da yeni bir kavram. İlk olarak 2015’te İngiltere’nin başkenti Londra’da ortaya çıkmış.
Müderrisgil diyor ki, “Bizim her yatırımla sosyal ve çevresel pozitif etki yaratma kabiliyetimiz var. Örneğin atık yönetimi yaparsın çevresel sosyal yatırım olur, istihdamda kadın oranını artırırsın cinsiyet eşitliğinden yana bir sosyal yatırım olur. Burada mesele Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na uygunluk. Bir şirket, vakıf, dernek kim olursa yatırımın en başında sosyal etki oluşturma niyetini ortaya koymalı. Bu etkinin ölçülebilir olması gerekiyor. Ayrıca yönetilebilir de olmalı. Bir sosyal etki tahvili yapılandırırken en başında ‘Biz şu sorun için şu yöntemle bu amaca ulaşacağız’ gibi bir taahhütte buluyorsunuz. Konu belirleniyor, neye yatırım yapılacağı, kriterler belirleniyor. Yatırımcı parayı getiriyor. Devletin görev alanına ne giriyor, örneğin istihdam sağlamak, devlet zaten bunu yapmaya, yaptırmaya çalışıyor, burada bu yatırımcı devletin yapmak istediği bu hizmeti yapmayı taahhattüt ediyor ve bütün riski üzerine alıyor. O sonuçlar, o performans gerçekleştiği taktirde devletin ilgili organı ödemeyi yatırımcıya yapıyor.”
SIFIR KAÇAK ÇOK FAYDA
Özetle yıllardır bir fayda ortaya koyacağım diyerek peşinen alınan fonlar, takibi yapılamayan yardımlar, neye yaradığı belli olmayan destek bütçeleri sosyal etki tahvili ile son buluyor. Şafak Müderrisgil, “Bu sistemde göster etkiyi al parayı durumu var. Kaçak sıfır, şeffaflık hat safhada. Siz bir hizmetin yerine getirilmesi için istediğiniz sonuçlara yatırım yapılmasını sağlıyorsunuz, yatırımcı da etki sözü veriyor yerine getiremezse parasını alamıyor” diyor.
BELLİ İŞLER MUAF
Sosyal etki tahvili kapsamına girmek için her alanda proje yapmanıza izin verilmiyor. Örneğin bir petrol rafinerisine sosyal etki yatırımı yapamayacağınızı söylüyor Müderrisgil.
Türkiye’nin ilk sosyal etki tahvili olan İstanbul Kodluyor projesi örneğin. Tamamlanması tam iki buçuk yıl sürmüş. Avrupa İmar ve Yatırım Bankası (EBRD) bir ihale çıkarmış ve bunu İngiltere’den Dalberg şirketi kazanmış. Türkiye’deki ortağı ise Şafak Müderrisgil’in başında bulunduğu Etkiyap. Müderrisgil, “İşin içine bakanlık girdi, kalkınma ajansları genel müdürleri dahil oldu. İstanbul kalkınma ajansı ortağı oldu. Bir fon ben yatırım yaparım dedi. Riski üstlendi” diye anlatıyor süreci.
İlk olduğundan süreç zorlayıcı olmuş. Dünyada 200’den fazla örneği var.
Bundan sonrasının daha kolay olduğunu söylüyor Müderrisgil.
Yeni sosyal etki tahvilleri için çalışmaların devam ettiğini çıtlatsa da isim vermiyor.
Ne diyelim, darısı tüm sosyal projelerin başına…
HEPSİ COĞRAFİ KATKIYA DÖNÜŞTÜ
COĞRAFİ marka yaratmanın kıymetini anlamayan ülke kalmadı. Ortada İtalya gibi bir gerçek varken bunu inkar etmek mümkün değil. Türkiye ise coğrafi işaret cenneti bir ülke. Neredeyse her ilçesinden, beldesinden kadim bir sanat, aranılan bir tarım ürünü fışkırıyor. Belki de bu nedenle bu işe odaklanmamız zaman aldı, normalleştirdik. Coğrafi işaretleri ekonomiye kazandırma işine kafayı takan şirketlerimiz var neyse ki. Hepsiburada bunlardan.
Üç yıl kadar önce HepsiTürkiye’den diye yola çıktılar. 81 ildeki 971 ilçede yöresel ve coğrafi işaret tescilli ürünleri platformlarını taşıdılar.
Yerel ekonomiye müthiş katkısı oldu. Beni asıl sevindiren ise kadın girişimcilere bu işin çok yaraması. Şu anda 305 satıcı HepsiTürkiye’den kapsamında yaklaşık 7 bin ürünün tüketiciyle buluşturuyor. Bu yıl 50 milyon liralık satış hedefi var. Satıcıların yüzde 16’sı coğrafi işaretli ürün pazarlıyor.
Türkiye’de bin 20 coğrafi işaret tescili almış ürün var. Tescil bekleyen ürün sayısı ise 534. Umarım tüm coğrafi işaret tescilli ürünleri ve ona emek verenler aynı şansa sahip olur…
DEPREM BÖLGESİNE ROBOTEL DOKUNUŞU
ENGELSİZ bankacılık kavramını Alternatifbank bambaşka bir boyuta taşımış. Banka benim de yakından takip ettiğim Robotel Derneği ile anlaşmış; 6 Şubat depremlerinde uzuvlarını kaybeden ya da bedensel deformasyon yaşayan çocuklara destek olacaklar. İlk etapta 50’den fazla çocuğun yaşamına tekrar umut olacak bu proje çok kıymetli. Alternatif Bank Sürdürülebilirlik Müdürü Levent Ulusoy, şimdilik bir yıl sürecek bu ortaklığın getirdiği deneyim ile etki alanını genişletmeyi hedeflediklerini söylüyor. Biz de takipçisi olacağız.